Akdeniz'in İncisi Antalya'da Gezilebilecek Yerler

Akdeniz'in İncisi Antalya'da Gezilebilecek Yerler
Akdeniz’in İncisi Antalya’da Gidilebilecek Yerler

Akdeniz denilince akla ilk gelen şehir şüphesiz Antalya’dır. Gerek antik mekanları gerekse sahilleri ile gerçek bir incidir kendisi. Sıcak denizlere olan yakınlığı ve barındırdığı yeşilliklerle turistlerin göz bebeği olmayı başarmış durumdadır. Peki bu insanlar nereyi görmek istiyor? Antalya’yı Akdeniz’e inci yapan nedir? Gelin birlikte göz atalım bu eşsiz güzelliklere!

Suluada

İlk adresimiz plajıyla öne çıkan Suluada. Antalya’nın Kumluca ilçesine bağlı Suluada, Adrasan mevkiinde yer alıyor. Plajının berrak güzelliğiyle büyüleyen ada, Antalya’nın Maldivler’i olarak da biliniyor. Adanın iç kısımları dev kayalardan oluştuğu gibi ziyaretçilerinin kalbinde de dev bir aşk uyandırmış vaziyette. Adaya ulaşmak için ise tekneler kullanılmakta. Öyle ki ziyaretçiler için tur seferleri düzenlenmekte.

Düden Şelalesi

Antalya denildiğinde gözümüzün önüne gelen baş güzelliklerden birisi: Düden Şelalesi. Kepez ilçesine bağlı bu yer, Varsak mahallesinde bulunmaktadır. Suyun ortalama debisi saniyede 15-16 metreküp, maksimum debisi ise 94 metreküpe kadar çıkmış durumdadır. Merkeze olan yakınlığı ile şelale, şehre gelen ziyaretçilerin yoğun ilgisini görüyor.

Kurşunlu Şelalesi

İkinci olarak Antalya’nın bir başka doğal güzelliği olan Kurşunlu Şelalesi karşımıza çıkıyor. Toplam yedi adet gölet ve bunlara 18 metreden dökülen küçük şelaleciklerden oluşuyor Kurşunlu Şelalesi. Antalya-Mersin karayolunun 15'nci kilometresinden sola dönülerek 7 kilometre daha gidince bu doğal şölene ulaşabilirsiniz.

Kaleiçi

Muratpaşa ilçesine bağlı Kaleiçi, buram buram tarih kokusuyla karşılıyor bizleri. Kaleiçi, at nalı şeklinde içten ve dıştan surlarla çevrilidir. Surlar, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı devirleri ortak eseridir. Surların 80 burcu vardır. Surların içinde kiremit çatılı 3000 kadar ev bulunmaktadır. Tarihi evlerin yanı sıra Kaleiçi’nde görülmesi gereken bir diğer güzellik ise Hadrianus Kapısı’dır. Diğer bir adı Üç Kapılar da olan yapı, 130 yılında Roma İmparatoru Hadrianus'un Antalya'yı ziyareti sırasında, ona hitaben yapılmıştır.

Yanartaş

Olimpos’un sönmeyen ateşi olarak bilinen Yanartaş sıradaki durak. Dile kolay 2500 yıldır sönmeyen bir ateş bu. Kemer ilçesine bağlı Çıralı köyünde yer alan Yanartaş, Yunan mitolojisinde de yerini almış bir taştır.

Side Antik Kenti

Side, Antalya’nın Manavgat ilçesine bağlı tarihi açıdan oldukça önemli bir kültür merkezidir. Antik dönemde Pamfilya’nın en önemli liman kenti olan Side, Antalya’nın 80 kilometre doğusunda, Manavgat’ın 7 kilometre güneybatısında bulunan 350-400 metre genişliğinde bir yarımada üzerinde kurulmuştur.

Olympos Antik Kenti

Bir diğer tarihi hazine ise Olympos Antik Kenti olarak karşımıza çıkıyor. Kentin günümüze ulaşmış kalıntılarının çoğu orman içinde ağaç ve çalılarla örtülü olup, Helenistik, Roma Bizans dönemlerine aittir. Antalya'nın batısında Kumluca İlçesi sınırları içerisinde yer alan önemli liman kentidir. Antalya Kumluca Karayolu üstünden iki girişi vardır. Finike, Kumluca tarafından gelindiğinde Adrasan girişi, Antalya, Kemer yönünden gelince ise Olimpos girişinin kullanılması zamandan tasarruf sağlayacaktır. Antik kentin Antalya'ya uzaklığı 87 km, Kumluca'ya uzaklığı ise 28 km’dir.

Aspendos Antik Kenti

Türkiye sınırlarında olmasına rağmen tüm dünya için önemli bir tarihi miras olan Aspendos Antik Kenti, çok iyi şekilde korunagelmiş bir Roma tiyatrosuna sahiptir. Bu tarihi kent, Antalya-Alanya karayolunun 44'üncü kilometresinden kuzeye dönen yolun 2'nci kilometresinde yer almaktadır.

Antalya denize girmek için mükemmel bir şehir şüphesiz. Akdeniz’e bakan yüzü ve sıcak bir deniz olması çekiciliğini arttırıyor. Öyle ki bu sıcak denizlere olan tutku maalesef ki birçok savaşı tetiklemiş. Günümüzde de bu tutku ülkemize oldukça turist gelmesini sağlıyor. Haliyle de bu arzı karşılamak üzere bir sürü plajı var. Bu plajları sayacak olursak; Kemer, Kaş, Konyaaltı, İncekum, Lara, Kleopatra, Mermerli, Örnekköy, İnciraltı, Adrasan, Olimpos, Evrenseki, Damlatas, Alacasu Cennet Koyu, Papaz İskelesi, Korsan Koyu, Maden Koyu, Kiriş Koyu, Kekova, Phaselis Antik Kenti Plajı. Elbette hepsinin kendine has bir havası kendine has bir güzelliği var. Ancak birkaç tane önermek isteriz.

Olimpos, Çıralı

Olimpos plajı önereceğimiz plajların arasında şüphesiz ilk sırada. Olimpos dağının arkasına saklanmış minik bir cennet diyebiliriz. Şehir hayatından uzak kendinizi tamamen doğaya saldığınız bir yer. Arkanıza ormanı önünüze güzel denizi alıp natürelin tadını çıkaracağınız nadir yerlerden. Caretta carettaların konaklama yerlerinden biri olduğu için şezlong ve şemsiye hizmeti verilmiyor. Eğer aracınızla gidiyorsanız hazırlığınızı buna göre yapmanız tavsiyemizdir. Araç sahipleri için girişte sağ tarafta otopark hizmetinin olduğunu da not olarak düşmek isteriz.

Kleopatra Plajı

“Ben kalabalık seviyorum, kalabalıkta eğlence bir başka oluyor.” diyen okurlarımıza ise Kleopatralara layık bir tavsiyeyle geldik. Çünkü bir rivayete göre Mısır kraliçesi Kleopatra ve sevgilisi Roma İmparatoru Antonius’un burada yüzdüğü söyleniyor. 2 km uzunluğunda, sığ denizi ve kumluk sahiliyle bu geniş ve konforlu plaj tam size layık. Plajın mavi bayraklı olduğunu da eklemek istiyoruz.

Kiriş Koyu

Yolunuz düşerse mutlaka gitmenizi önereceğim yerlerden birisi de Kiriş koyu. Suyunun berraklığı, ortamın güzelliği ve çevresindeki sualtı mağaralarını gördükten sonra insana diyecek laf kalmıyor. Kayaların ön tarafı kesmesinden dolayı rüzgar ve dalgalardan etkilenmiyor. Bu nedenle kafa dinlemek ve ruhunu dinlendirmek isteyenlere birebir diyebiliriz.
Whatsapp Telefon